Bağırsak mikrobiyotası nedir?
İnsanlarda bağırsak florası ya da bağırsak mikrobiyotası olarak bilinen gastrointestinal mikrobiyota, sindirim sisteminde yaşayan, genelini bakteri ve arkelerin oluşturduğu mikroorganizma topluluğudur. İnsan harici birçok canlıda da mikrobiyota görülebilir. İnsan mikrobiyotası için, bağırsak bu mikrobiyotanın nişidir denilebilir. Bağırsak mikrobiyotası vücudun diğer kısımlarına oranla en fazla sayıda organizma ve tür içeren yerdir, ancak doğumdan 1 ile 2 yıl sonra gelişmeye başlar.
Bağırsak mikrobiyotası ve insan arasındaki ilişki mutualizme örnektir. Bazı mikroorganizmalar besin olarak alınan lifi, asetik asit, bütirik asit gibi kısa zincirli yağ asitlerine fermente eder ve bunlar konak tarafından emilir. Ayrıca bu mikroorganizmalar, B ve K vitamininin sentezinde görev alırlar.
Bağırsak mikrobiyotası nasıl oluşur?
Beslenme şekli bağırsak mikrobiyotasını şekillendirir. Bu nedenle farklı insan popülasyonlarının bağırsak mikrobiyotasının da oldukça farklı olduğunu görmek şaşırtıcı olmaz. Sindirim sisteminin farklı basamaklarında bile sayılar oldukça farklıdır. Mide ve ince bağırsakta genelde daha az sayıda mikroorganizma bulunur. Fakat kolonda bu yoğunluk o kadar fazladır ki Dünya’da kaydedilmiş en yüksek yoğunlukta mikroorganizma içeren habitattır. Tür çeşitliliği açısından da oldukça zengin olan bu habitatta 300 ile 1000 arasında farklı türe rastlamak mümkündür. Ayrıca dışkı içeriğinin %60’ını bağırsaklarda yaşayan bakteriler oluşturmaktadır.
İnsanların bağırsağında yaşayan 4 baskın şube vardır, bunlar; Bacteroidetes, Actinobacteria, Proteobacteria ve Firmicutes’dir. Bacteroides cinsi bu floranın %30’unu oluşturduğundan konakçı için önemli bir cinstir denilebilir.
Mikrobiyom bileşimi değiştikçe bağırsakta üretilen bakteri proteinlerinin bileşimi de değişir. Yetişkin bireylerin bağırsak mikrobiyomlarında fermantasyon, metanogenez ve arginin, glutamat, aspartat ve lisin metabolizmasında rol oynayan yüksek enzim prevalansı bulunmuştur. Fakat, bebeklerin bağırsak mikrobiyomlarında baskın enzimler sistein metabolizması ve fermantasyon yolaklarında görevlidir.
Her mikrobiyal kommünite konsantrasyonu ile beslenme arasında bir ilişki vardır. Örneğin, Prevotella karbonhidratlar ve basit şekerler ile ilişkiliyken, Bacteroides proteinler, amino asitler ve doymuş yağlarla ilişkilidir. Beslenmenin değişmesi bu türlerin dağılımını da etkiler.
Bağırsak ve beyin ilişkisi
Bağırsak-beyin ekseni; bağırsak mikrobiyotası ve beyin arasındaki boşluğun önemli ölçüde etkilendiği immün, endokrin ve nöronal bileşenlerden oluşan iki yönlü bir sistemdir. Bağırsakta sayısı artan mikroorganizmaların, beynin sağlığını ve fonksiyonunu düzenlediği düşünülmektedir. Batı ülkelerinde obeziteye yol açabilen bir beslenme davranışı görülmektedir. Deneysel olarak görülmüştür ki obezite akabininde bağırsak mikrobiyotası, immünolojik, nöronal ve endokrin değişikliklere yol açmıştır. Bağırsak mikobiyotasının otizmi tetiklediği de düşünülmektedir.
Bir hipotez olarak; bağırsak florasının ve beslenme değişikliklerinin, bağırsak-beyin eksenini etkileyerek mental hastalıklara sebebiyet vermesi üzerinde araştırmalar yapılmaktadır.
Hijyen hipotezi en çok bilinen hipotezlerden biridir. Buna göre bebeklikten itibaren mikroorganizmalarla temasın minimum düzeyde tutulması ileride otoimmün hastalıklara neden olmaktadır.1989’da David Strachan tarafından ortaya atılmıştır. İnsanlık evrimi vücudunda yaşayan mikroorganizmalarla etkileşimde olarak gerçekleşmiştir.
Bir diğer hipotez ise; sızdıran (geçirgen) bağırsak hipotezidir. Buna göre beslenmeyle beraber mikrobiyotada gerçekleşen değişimler, bağırsak epitelinin geçirgenliğini arttırmakta ve buradaki mikroorganizmaların ürettiği toksinlerin dolaşıma katılmasına sebep olmaktadır.
Başlıklar:
bağırsak,
bağırsak beyin ilişkisi,
bağırsak florası,
bağırsak mikrobiyotası